İyi Geceler I

İyi Geceler I – YouTube

İyi geceler. Kötü geceler.. Ana anlam katan geceler…

Her zamanki kuru gırtlak hançeresinden çıkan bu seslerle; Adana’ dan Ankara’ ya, İstanbul’ dan Trabzon’ a radyoları başında, kulaklıkları kulağında dinleyicileri biraz lahmacuna biraz sekse biraz da birazlara davet etti bir kez daha bu gece. Davete zihinlerde icabet çoktan rezerve olsa da herkes usulünce yaşıyor, program kadar uzaklaşıyordu gerçekliğinden.

Elbette dinleyiciler… Elbette.
Gün geceye kavuşmadan olmuyor öyle değil mi…
Yeri dolmayan ne varsa içinizde, o boşluğu bilirsiniz pek çoğunuz yaşı yetenler diyeyim. Anlarlar beni.
Anlayacak olanlar ileride, sizlere spoiler olacak ya olsun, ne de olsa yaşam denilen filmin sonu belli evlatlarım. O yüzden keyfinizce. Ne anlarsanız…
Ben bu gece sizlere sebepsiz zenginleşmeden bahsedeceğim. Aşk da derler.
Tanımlarıyla derdim yok. Baştan söyleyeyim. Hem adını koydun mu bir şeyin. Adının da, tadının da koyarsın soyuna, sopuna.
Ve konuşalım bakalım. Ne biliyoruz. Zamanı anladıkça, öyle sandıkça diyelim. Günü geceyi değersizleştirir, eylemin neyse onunla meşgul, geçirirsin de geçirirsin. Geçerler, yanından geçerler. Altından ve üstünden geçerler. Durmazsın, duramaz. Durmazlar, duramaz. Durdurulamazlığı anlarsın ya bir gün işte zamanı anlamak diye ona diyeceğim ben galiba.
Deyiniz siz de bu gece benimle: Anlayan ve anladığını sanan kulun küle olan meylini bildim, yine de geldim, sabaha varmadan gideceğim…
Ve haydi! Çektiğimize göre beslemeleri ciğerlere, duman altı bu gece 29 Aralık itibariyle de başlasın evlatlarım.
Neydi bahis… Sebepsiz zenginleşme.
Nedensiz de olur. Daha iyi olur. Daha bir Türkçe olur, TDK’ ye selamlar, hamdüsenalar!
RTÜK’ e de buzlu, bluzlar armağan olsun. Edeceğiz, uslu uslu çalacağız.
Neydi bahis… Aşk.
Gülmeyin. Gülmeyin başınıza gelir. Nerede biter bu ot, nerede başlar bilmeden siz, sulu götürür susuz getirir de cepleriniz, sırt çantanız filan şaşallarca memba doludur hep, anlamazsınız. Aklınıza bile gelmez, gözünüz bile görmez. Hissin peşinde koşarken siz, tırlar geçer üzerinizden de sonradan uyanınca mevzuya o zaman hissedersiniz anca. Essahtan diyorum bak.

Canlar vardır cananlar vardır. Ahh ne isimler geldi akıllara değil mi ama şimdi… Ufff… Ah gidi ahh… Dolduruyorsunuz boşlukları. Boşlukları doldurmak ya. Hayatın alternatif tanımını da yaptık sizlere işte.

Bu menem…
Azerice konuşmayacağım yok yok evlatlar. Demem o ki bu meret… Öyle nedensizcedir, ceplerini ruhunun öyle bir doldurur da havalandırır aklını yerden keser, halojen gibi gezer, gezdirir de sizi, patojen gibi ciğer dalak, böğür affetmez yerleşir canının taaasına…
İçin öyle içmiş öğrenirsin vay,
acının elli tonunu bilsen yenisiymiş vay,
gazın çıksa, ördeğin delisiymiş kovalar ikizler yıldız ay perisiymiş vay,
suya kandırır, kandığını sandırır, andırdıkça andırır ulutur, anırtır, kanırtır da yetmezmiş, dağıtırmış vay! Vay vay vay… Vay!

Anlayan ve anladığını sanan kulların küllere olan meyillerini hatırladıkları an, işte bu an.
Bir dakika konuşmayalım…
1…
2…
3…
4…5-6-7-8-9-10
11…

elli sekiz, elli dokuuuuzz, altmış!

Ohhh. Geçti mi saniyede bilmem kaç kare anılar gözlerden. Geçtii. Mesele saniyenin hesabı da değil, saygı duruşlarında da böyle oluyor bir dakikaymış gibi hani. Sanki bir dakika saygı yetecekmiş, yetiyormuş yahut bize de kalmaz hiç diye bitiriyormuşuz gibi. Gibili günlerdeyiz evlatlarım, gibiler… Gibi. Gibi gibi…

Sahi’ li cümleler ne kadar, gibi’ li cümleler de o kadar. Bu ikisine dikkat. Karışık mevzular bunlar.
Sahi size sahici bir program yapacağım bir gün gibi de o gün bugün müdür sahiden emin olamadım gibi, bak şimdi. Alalala yauvv! Ne dedim ben sahiden şimdi, anlaşılmadı gibi.
(Gülmeyi pek efektif bulmadığımız için buralarda, aralarda bizzat kendiniz gülüyorsunuz, kimselere muhtaç olmayın.)

Ey ey, eyler olsun. Vah, vah, vahlar!

Yavaştan anlayanlar olacaktır. Yahu bu gidiş nereye! Aşk dedi bizim evlat. Nedensiz dedi, zenginlik dedi. Konu gelmiyor konuya. Dolan dur. Yan yollar, her sinyale selektörle mors mors iş atmalar, çukur gördü mü atlamalar falan filan… Diyenler oldu. Duyanlar oldu, biz burada biraz serserilik, biraz başka alemlerin sarhoşluğu, biraz bir az biraz bir şeylerden bahsederdik de her anlam bu gece de biraz soldu. Solmadı mı?

Olmadı mı?

Aşk…
Kodlarını değilse de nedenlerini değilse de…
Zengin fakir demese de… (Biz de demedik.)
Bu gece bir konunun daha sonunu getiremedik.

Burası küle meyilli olan kulların radyosu,
sabaha varmadan gidenlerin,
yine geleceklerin…
Tanrının frekansı olmaz,
bizler onun megahertzleri
gece iyi, iyi gece.
Evladınız isimsiz…
Evlatlarım soysuz.
Sabaha varmadan…
Bir şarkıyla buraya oturalım,
yine gelene dek,
unutmadan gecenin özü:
nedensiz zenginleşmeyin
nedensiz zenginleşecekseniz aşık olun.
radyonuz bitti…

https://www.youtube.com/watch?v=7w9IDP_OR9M

İyi Geceler I’ için 6 yanıt

Yorum bırakın